Okuduklarımla ilgili fikirlerimi paylaşmaya yine uzun bir ara vermiş oldum ve yine tekrar dönme girişiminde bulunuyorum. Tabi yazmaya ara verdiğim kadar, okumalarıma ara vermiyorum. Farklı öneriler, farklı konularda okumaya devam ediyorum. Lafı uzatmadan hakkında duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istediğim kitaba geçeyim.
Yeni bir yaşıma girdiğim dönemde, yeni tanıştığım bir arkadaşım tarafından hediye edildi. Kitabın girişinde arkadaşımın kendi el yazısıyla yazdığı kesitte : “ Çaresiz bir adamın içinde ki sevilme isteğine dair bir kitap bu. Birileri tarafından sevilmek için hep yetersiz görülmesi ve bir labirentin içinde hayatının savaşını vermesine dair. Aslında hepimiz çıkmazı olan bir labirentin içinde değil miyiz? Ve kim söyleyebilir ki birinin ışığının diğerinin karanlığından iyi olduğunu.” Yazıyordu. Bazı şeyleri yaşamak için yetersiz görülmek, insanlar tarafından kabul edilebilir özelliklerde olmamak ve en üzücüsü olduğunuz gibi kabul görmemek, olduğunuz durumla dalga geçilmesi, kişiliğinizin yok sayılması bunların hepsi günlük yaşantımızda var olup, inatla gözümüze sokulan davranışlar.
Kitabın tam olarak işlediği ana fikir ve göstermeye çalıştıkları bence bunlar. Charlie’nin kitap boyunca maruz kaldığı davranışlar ve olmak istedikleri arasındaki uçurum aslında kapatılabilecek zorlukta değil. Ancak insanların farklı olarak dünyaya gelmiş olanlara karşı bu denli acımasız olması, Charlie’nin hayatındaki umutsuzluğun kaynağı olmuş. Ameliyat sonrası kendine karşı davranışların olumlu yönde değişeceğini düşünen Charlie aslında insanların temel sorunun farklılıkları kabul etme olgunlukta olmadıklarını görmesini sağlıyor.
Kitap boyunca, labirente mahkum edilmiş Algernon ile hayatın labirentine mahkum edilmiş Charlie’nin yaşadıklarını üzüntüyle, sorgulayarak okuyacaksınız. Kitabı okurken acele etmeden okuyun, okudukça Charlie’nin yaşadıklarına benzer durumların gerçek hayatta yaşamak zorunda kalan insanları düşünün. Son olarak fikrim; okumadan geçmemeniz gereken güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Altını Çizdiklerim:
- Sanırım insanların bana neden güldüklerini anlamış olmak iyi bir şey. Bu konuda çok kafa yordum. Bu, benim aptal olmamdan ve aptalca davrandığımı anlamamdan kaynaklanan bir şeydi. İnsanların aptalların kendileri gibi davranmamasını komik buluyorlardı. (Sayfa:49)
- Hayat dediğin şey nedir ki? Labirentlerden oluşan bir kutu… (Sayfa:190)
- Zeka bir insanın sahip olabileceği en büyük lütuflardan biri… Ama ne yazık ki, bilgi arayışı sevgi arayışını kapı dışarı ediyor. ( Sayfa: 262)
Algernon’a Çiçekleri bırakmayı unutmayın