Bilgiye erişimin her geçen gün boyut değiştirdiğine şahit oluyoruz. Birçok skandalın patlak vermesinin temel sebeplerinden biri de, teknoloji sayesinde, birçok bilginin karanlık kalan kısmına ulaşılabiliyor olunmasıdır. Milyonlarca kullanıcının, gününün büyük bir bölümünü geçirdiği sosyal mecraların, şeffaflık konusunda ciddi anlamda zorlandığını düşünüyorum. Aynı şekilde, birçok kurumunda şeffaflık konusunda samimi olmayan politikalar yürüttüğü düşüncesindeyim. Bilginin şeffaflığı konusunda, uzun uzadıya değineceğim yazıları yayınlayacağım. Ama öncesinde, kurucusunun yakalanmasıyla tekrar gündem olan, şeffaflık savunucusu olduğunu iddia eden bir yapıyla ilgili birkaç bilgi paylaşmak istiyorum. Evet, wikileaks…
Wikileaks, 2006 yılında yayın hayatına başlayan ve kendini, gizli belgeleri yayınlayan “Kar amacı gütmeyen medya kuruluşu” olarak tanımlayan bir yapıdır. Paylaştıkları belgelerin kaynakları konusunda şeffaf olunmasa da wikileaks temel amaçlarından birininde, halktan gizlenen bilgileri gün ışığına çıkarmak olarak açıklıyor. Kuruluş süreçleri ile ilgili daha detaylı bilgiyi, araştırarak çok kolay şekilde bulabilirsiniz. Wikileaks’ın kurucusu Julian Assange. Aslında bu bilgide tam teyit edilmiş değil. Çünkü; Julian Assange, bazen kurucu bazen sözcü olarak tanımlanıyor. Wikileaks belgelerinde ki rolü konusunda halen ciddi bir belirsizlik olduğunu söyleyebiliriz.
Peki Wikileaks, insanların gözünde neden bu kadar önemli bir yere sahip?
2010 yılının Kasım ayında Wikileaks, ismini açıklamadığı kaynaktan edindiği 251.287 diplomatik yazışmayı, yavaş yavaş sızdırmaya başladı. Zaman içerisinde toplanan belge sayısı arttı. ABD başta olmak üzere birçok ülkenin, gizli diplomatik süreçleri açık bir şekilde insanlar ile paylaşılıyor, her gün yeni bir diplomatik skandal gün yüzüne çıkıyordu. İşte tamda bu süreçte, hükümetlerin şeffaflığına inanmayan insanlar için, wikileaks belgeleri, şeffaflığın simgesi oldu.
Tüm bu yaşanan süreçler sonrası, ABD başta olmak üzere, birçok farklı ülkenin hedefinde Julian Assange vardı. Gizli servislerin girişimleri, hakkında çıkarılan yakalanma emirleri, sansürlenen websiteleri, Julian Assange çıktığı yoldan vazgeçiremedi. Yakalanmasına az bir şey kalmıştı ki, Julian Assange yaptığı işten farklı bir konuyla suçlandı. Cinsel taciz suçlamasıyla ile karşı karşıya kalan Julian Assange, Ekvador ülkesinin Londra Büyük Elçiliğine siyasi irtica istediği ile sığındı ve 7 Yıl boyunca burada yaşadı. Ekvador ülkesiyle son dönemler ters düşmeye başlayan, Julian Assange bugün itibariyle, İngiltere polisi tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bundan sonra ki süreçte neler yaşanacağını göreceğiz.
Ancak; Wikileaks’ın şeffaflık için atmış olduğu adımların, bundan sonra ki süreçlerde etkisini göstermeye devam edeceğini düşünüyorum.
Dipnot: Wikileaks sitesine Türkiye’den ulaşım,engellenmiş olduğu için mümkün değildir.
Sizde bu konuyla ilgili düşüncelerinizi benimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.